Tarihte insanlar saklanmak, korunmak, barınmak gibi birçok sebepten çeşitli yapılar inşa ettiler. Bütün bunlar arasından en ilgi çekici olanları ise adeta başka dünyaya yolculuk ettiriyormuş gibi hissettiren tüneller oldu. Varlığıyla birçok kişiyi büyüleyen yapılardan biri de Erdstall Tünelleri. Ancak bu tünelleri diğer antik tünellerden farklı kılan bir özelliği var. O da Alman arkeolog Heinrich Kusch’un teorisi. Bu teoriye göre 12 bin yıllık Erdstall Tünelleri İskoçya’dan Türkiye’ye kadar uzanıyor.
‘DEVASA BİR YER ALTI AĞI OLUŞTURUYOR’
Alman arkeolog Dr. Heinrich Kusch kaleme aldığı ‘Antik Dünya’ya Açılan Yeraltı Kapısının Sırları’ (Secrets Of The Underground Door To An Ancient World) adlı kitabında, kıtanın her yerinde yüzlerce neolitik yerleşimin altında var olan tünellere dair kanıtlar bulunduğunu iddia etti. Arkeolog, tünel ağının 12 bin yıldan fazla bir süre hayatta kaldığını ve orijinal tünel ağının çok büyük olduğunu aktardı.
“Yalnızca Almanya’nın Bavyera kentinde bu yer altı tünel ağlarının 700 metresini, Avusturya’nın Steiermark şehrinde 350 metresini bulduk” diyen arkeolog Kusch, tünellerin Avrupa’nın her yerinde binlercesi olduğunu, aynı zamanda İskoçya’nın kuzeyinden Akdeniz’e kadar uzandığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Çoğu büyük solucan deliklerinden çok daha büyük değil. Yalnızca 70 cm genişliğinde. Bir insanın kıvranabileceği kadar geniş, başka bir şey değil. Bunların arasına köşeler serpiştirilmiş, bazı yerlerde büyük oturma yerleri veya depolama odaları ve çeşitli odalar var. Hepsi birbirine bağlı değil ama bir araya getirildiğinde devasa bir yer altı ağı oluşuyor.”
’12 BİN YILLIK OLMAYABİLİR’
Bazı uzmanlar bu tünel ağının, yırtıcı hayvanlardan korumanın bir yolu olduğunu iddia ederken, bazıları bağlantılı tünellerin bugünkü otoyollar gibi kullanıldığını söylüyor. Ancak Avrupa’nın çeşitli bölgelerinde bulunan Erdstall Tünelleri, bazı araştırmacılara göre 12 bin yıllık bile değil, bu tüneller Orta Çağ’da yapıldı. Almanya, Avusturya, Fransa, İrlanda ve İskoçya gibi ülkelerde bulunan tüneller, 10. ila 13. yüzyıllar arasında inşa edildi.
Alman arkeolog Dr. Heinrich Kusch, Erdstall Tünelleri’yle ilgili yaptığı araştırmalar sonucunda, bu tünellerin sadece Almanya ve Avusturya’da değil, İskoçya’dan Türkiye’ye kadar uzandığını da iddia ediyor. Ancak bu iddia güçlü bir arkeolojik kanıt veya kaynakla desteklenmiyor. Yaygın olarak paylaşılan bu iddianın, 2011 yılında Der Spiegel’de yayımlanan Matthias Schulz imzalı bir yazıdan ve Alman arkeolog Dr. Kusch’un çalışmalarına atıfta bulunan bir makaleden kaynaklandığı düşünülüyor.
TÜRKİYE’YE KADAR UZANIYOR MU?
Peki bu tüneller gerçekten de Türkiye’ye kadar uzanıyor mu? Erdstall Tünelleri’nin günümüzden 12 bin yıl önce inşa edildiğini ve o dönemde henüz yerleşik yaşam ve besin üretimi olmadığını belirten Arkeolog Erman Ertuğrul, tünellerin Türkiye’ye uzanmasıyla ilgili ortaya atılan teorilere şöyle açıklık getirdi:
“Belirli bir savunma sistemi olan, yazı kullanan, uygarlığın ilk aşamalarını temsil eden yerleşimlerin ortaya çıkması binlerce yıl sonrasına denk geliyor. O tarihlerde Avrupa’da küçük gruplar halinde avcı toplayıcı insanlar yaşıyor ve bu insanların bu şekilde tüneller kazmasını gerektirecek hiçbir neden yok. Yiyecek bulmak, saklanmak, inançla ilişkili bir ritüel. Tüm bunlar çok yetersiz açıklamalar olur. Diyelim ki yine de bir nedenden böyle bir yer altı sistemine ihtiyaç duydular, bunun için kaç bin insanın organize bir şekilde çalışması gerekir? Dolayısıyla gerçekten de iddia edildiği gibi böyle bir tünel sisteminin olmasına imkan yok. İskoçya-Türkiye arası kabaca 4 bin 50 -5 bin kilometre. Bu ancak uzaylılar gibi doğa üstü olgulara bağlanabilir ve bilimde böyle metafizik açıklamalara yer yok.”
‘TARİHLEME YAPILAMIYOR, REKLAM ÇALIŞMASI’
“Alman arkeolog Dr. Heinrich Kusch, Bavyera’da bu yer altı tünel ağlarının 700 metresini, Avusturya’nın Steiermark şehrinde 350 metresini bulduklarını söylüyor. Ve sadece bunların korunma durumuna dayanarak orijinal tünel ağının çok büyük olması gerektiğini de ekliyor. Orta Avrupa’da Erdstall Tünelleri adı verilen yer altı yapıları gerçekten var. Ancak bunların çoğunda arkeolojik materyallerin eksikliği nedeniyle bir tarihleme yapılamıyor. Dolayısıyla çok daha sonrasına, hatta belki de Orta Çağ’a tarihleniyor olmaları mümkün. Bilimsel makaleler olmadan bir şey söylenemez“ diyen Erman Ertuğrul, ufak çaplı bir inceleme yapıldığında söz konusu iddianın yer aldığı tüm yabancı kaynakların 2011 yılına ait olduğunu söyledi. Dolayısıyla bunun Heinrich Kusch’un ‘Secrets Of The Underground Door To An Ancient World’ adlı kitabının bir tanıtım çalışması olabileceğinin akıllara geldiğine dikkat çeken Arkeolog Ertuğrul, sözlerini şöyle noktaladı:
“Çok eski zamanlarda çok gelişmiş bir uygarlığın var olduğunu ancak bir felaketle bu uygarlığın yok olduğunu iddia eden komplo teorilerinin geçmişi çok öncesine uzanıyor. Erich von Daniken’in ‘Tanrının Arabaları’ adlı kitabı, belki de en popüler örneklerinden biri. Yakın zaman önce dijital platformlarda yayınlanan ‘Kadim Uygarlıklar’ belgeselinde de benzer iddialar gündeme getirildi. Hiçbir bilimsel açıklamaya dayanmayan bu iddialar daha sonra internette çok hızlı yayılarak insanları etkileyebiliyor.”